Ekonomiyi yakından takip edenler bilir
bugün açıklanan verilere göre Türkiye ekonomisi 2014 yılında %2.9'luk bir
büyüme kaydetti.(TÜİK) 2014 büyümesine ilişkin beklentiler ise %2.7
civarındaydı.Beklentiler penceresinden bakar isek beklentiyi aşarak yüksek
çıkmış olabilir büyüme rakamı ancak son 3 yılda Türkiye ekonomisi büyümesi dip
yapmaktadır. 2012 büyümesi %2.1 2013 büyümesi %4.1 ve 2014 %2.9 olarak
gerçekleşti.(TÜİK) Ekonomide sağlanan bu büyüme rakamları 2023 hedefleri
açısından o hedeflere ulaşmanın biraz pembe bir hayal olduğunu göstermektedir.
Neydi 2023 hedefleri Türkiyenin ? İşte bazıları şunlar; dünyanın en büyük ilk
10 ekonomisi içerisinde yer almak, kişi başına düşen milli geliri 20 bin doların
üzerine çıkartmak, 500 milyar dolarlık ihracat yaparak ihracattaki yüksek
teknolojili ürünlerin payını %20 düzeylerine ulaştırmak…
Öncelikle ilk hedefi ele alalım2014 yılında
CEBR’in (ingiliz araştırma kuruluşu) yayınladığı araştırmaya göre 2013 yılında
dünyanın en büyük 17. Ekonomisi sıralamasında bulunan ülkemiz 2014 yılında 2
sıra gerileyerek 19.luğa düşmüştür.İlk 10 gibi yüksek bir hedef doğrultusunda,
ekonomide ki bu iki başlılıkla siyasetin ekonomiye karışması ile ve bu üretim
yapısı ile üretmeden büyümeye dayalı istihdamı arttırmayan büyüme yapısı ile
Türkiye ekonomisi üst sıralara çıkmak yerine gerileyecektir. 2015 senesi
başlarında petrolün dip yapması ile enflasyonun düşerek üretimin artacağı
sanayicinin daha az maliyetle karşılaşacağı ve üretimini arttıracağı yorumları
yapılırken, gereksiz yere ortaya atılan faiz tartışması sonucu doların 2.60
seviyelerinde çakılı kalması petrolün yaratmış olduğu tüm avantajı yok
etmiştir.
Hedeflerden bir diğeri ise kişi başına
düşen milli geliri 20 bin doların üzerine çıkartmak. Yine bir karşılaştırma ile
açıklamaya çalışalım. 2010 10.576 $ 2013 yılında kişi başına düşen milli gelir
10.822 $ iken 2014 yılı kişi başına düşen milli gelir 10.404 $ olmuştur.(Dünya
Bankası) Türkiye ekonomisi son yıldır neredeyse 10.000 $ dolar bandında
sıkışıp kaldı. Buda bize ülke ekonomisinin orta gelir tuzağında olduğunu
gösterir. Orta gelir tuzağı ekonomide kişi başına düşen milli gelirin belirli
bir aralıkta sıkışıp kalarak yükselememesini ifade eder. Orta gelir tuzağında
olan ülkelerde tasarruf azlığı buna bağlı olarak yatırım azlığı gibi sorunlar
baş göstermektedir. Yine bu etkininde ortadan kaldırılması için yapısal
reformların şart olduğu aşikardır. Ancak ülke ekonomisi günü kurtarma mantığı
ile hareket ettiğinden yapısal reformlar göz ardı edilmektedir ne yazık ki.
Son olarak açıklamaya çalışacağım hedef ise
ihracatın 500 milyon doların üzerine çıkartılması. Dünya bankası verilerine
göre 2013’de 151 milyon $ 2014’de ise 157 milyon $ ihracat gerçekleştirmişiz.
Konulan hedef ise 3 kattan daha fazlası. Türkiyenin jeopolitik konumuna ve
ülkede ki iç dinamiklere baktığımızda gerçekleştirilebilir bir hedeftir. Ancak
bu rakama tarım ürünleri ara mal ihraç ederek mümkün olmayacaktır. İhracatta
talebin gelir elastikiyeti yüksek ürünler üreterek katma değeri yüksek ürünler
ihraç ederek bu hedefe ulaşmak ancak mümkün olabilir. Tarım gibi gelir elastikiyeti
düşük olan mallar ihraç ederek bu hedef yakalanması imkansız gibi birşeydir.
Yine bir örnekle açıklamak gerekirse Güney Kore ve Samsung markası… Güney Kore
Samsung markasını yaratarak tüm dünyaya ihracatını yüksek katma değerli ürünler
üzerinden gerçekleştirdi. Tahmini olarak Türkiyedeki her 5 telefondan 2 yada 3ü
Samsung markasına aittir. Televizyon, ev aletleri, bilgisayar gibi ürünleride
unutmamak gerekir. Güney Kore ihracat rakamı ise 2013 yılında 598 milyon dolar.
Türkiye ihracatının neredeyse tam 4 katı tutarında. Türkiye’nin de ekonominin
devleri arasında yer almak, kişi başına düşen milli geliri arttırmak ve
ihracatta yüksek rakamlar yakalamak istiyorsa Güney Kore gibi katma değeri
yüksek ürünlere yönelmesi gerekmektedir. Tabi ki bu ürünleri üretmek yüksek
teknoloji , beşeri sermaye ve bilgi birikimi gerektirmektedir. Bu nedenle
yapısal değişimlerle geleneksel üretim yapılarından bilgi çağını yakalayacak
hamleler yapıp ekonomimizi üst sıralara taşımamız gerekmektedir. Ancak bu
üretim yapısı ile Türkiye’nin 2023 hedefleri pek realistik durmamaktadır.
Umarım 8 yıl içerisinde ülkemiz öyle işler başarır ki beni de benim gibi
düşünenleride şaşırtarak hedeflerini yakalar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder