Piyasalar son günlerde oldukça hareketli.
Avrupa Merkez Bankası (AMB) parasal genişleme startını vermesi ve Amerikan
ekonomisinden gelen iyi sinyallerle birlikte yapılan son FED toplantısından çıkartılan
faizin bu sene içerisinde arttırılmaya başlanıcağı düşüncesi piyasalarda
hareketliliği yaratan unsurlar. Türkiye açısından konuyu hem euro hemde dolar
açısından inceleyelim..
Şuan ülkemizin ihracatının büyük bir bölümü
avrupa ülkelerine olmaktadır. AMB’nin parasal genişlemeyle birlikte piyasalarda
bollaşan euroların bir kısmı haliyle ihracat yolu ile Türkiyeye gelecektir. Bu
işin iyi tarafı. Kötü yanı ise piyasalarda bollaşan euro haliyle değer
kaybedecektir ve para birimi euro’nun olan ülkelerin euro değer kaybetmesi
nedeniyle ithal malları daha pahalılaşacak ve
ithalatları azalacaktır. Buda haliyle ülkemiz ekonomisine etki
edecektir. Hangi etkinin daha büyük olacağı ülkemizin AMB’nin kararından olumlu
mu olumsuz mu etkileneceğini bekleyerek göreceğiz.
Birde ekonomiye dolar kanadından bakarsak
FED’in toplantı sonucu faiz arttırımı için
‘ sabırlı ‘ olunacağı ifadesinden ‘ sabırlı ‘ ifadesinin kaldırılmasının
beklenmesiyle ve Amerikan Ekonomisinden gelen iyi sinyaller sonucu küresel
piyasalarda dolar diğer para birimlerine karşı değer kazanmaya başladı.
Ülkemizin dış alem borçlarının oldukça büyük bir kısmı dolar cinsinden. Doların
2.64 sınırını test etmesiyle birlikte tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış
oldu. Ve tabikide bu yükselme ülke borçlarının maliyetinde oldukça etki ederek
yüksek borcu olan özel sektörü zora sokacaktır. Petrol fiyatlarında ki
azalmayla maliyetleri azalan özel firmaların kur tehtidi ile yaşamış olduğu
maliyet avantajı dezavantaja dönüşme yolunda. Birde işin ülke içindeki siyasi
kanatla Merkez Bankası arası faiz tartışması gerginliği doların dahada yukarı
doğru ivme kazanmasına neden olmaktadır. Dün Cumhurbaşkanlığı Sarayında
gerçekleştirilen toplantı sonucu iki taraftanda gelen ılımlı açıklamalarla
dolar biraz durulmuş olsada önümüzde genel seçimlerin olması nedeniyle siyasal
gerilimin artması ve dış yatırımcıların bu gerginlikte ülkemizden parasını
çekeceği aşikardır. Yani uzun vaadede doların yönü yukarıya doğru olacağı
beklentisinde olmak pekte hayalci olmasa gerek.
Euro’nun değer kaybetmesi nedeniyle
ihracatımızda meydana gelecek azalma, doların değer kazanması ile de borç
yükümüzün artması nedeniyle piyasalarda olan bu hareketliliğin durulması pekte
mümkün gözükmemektedir. Umarım ki bu öngörülerin hepsinin tersi yani ülkemiz
lehine olur ve ülkemiz bir krizi daha ‘ teğet ‘ geçerek atlatır..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder