13 Mart 2015 Cuma

İHRACAT İTHALAT VE ÖZEL KESİM BORÇLARI


Piyasalar son günlerde oldukça hareketli. Avrupa Merkez Bankası (AMB) parasal genişleme startını vermesi ve Amerikan ekonomisinden gelen iyi sinyallerle birlikte yapılan son FED toplantısından çıkartılan faizin bu sene içerisinde arttırılmaya başlanıcağı düşüncesi piyasalarda hareketliliği yaratan unsurlar. Türkiye açısından konuyu hem euro hemde dolar açısından inceleyelim..

Şuan ülkemizin ihracatının büyük bir bölümü avrupa ülkelerine olmaktadır. AMB’nin parasal genişlemeyle birlikte piyasalarda bollaşan euroların bir kısmı haliyle ihracat yolu ile Türkiyeye gelecektir. Bu işin iyi tarafı. Kötü yanı ise piyasalarda bollaşan euro haliyle değer kaybedecektir ve para birimi euro’nun olan ülkelerin euro değer kaybetmesi nedeniyle ithal malları daha pahalılaşacak ve  ithalatları azalacaktır. Buda haliyle ülkemiz ekonomisine etki edecektir. Hangi etkinin daha büyük olacağı ülkemizin AMB’nin kararından olumlu mu olumsuz mu etkileneceğini bekleyerek göreceğiz.

Birde ekonomiye dolar kanadından bakarsak FED’in toplantı sonucu faiz arttırımı için  ‘ sabırlı ‘ olunacağı ifadesinden ‘ sabırlı ‘ ifadesinin kaldırılmasının beklenmesiyle ve Amerikan Ekonomisinden gelen iyi sinyaller sonucu küresel piyasalarda dolar diğer para birimlerine karşı değer kazanmaya başladı. Ülkemizin dış alem borçlarının oldukça büyük bir kısmı dolar cinsinden. Doların 2.64 sınırını test etmesiyle birlikte tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış oldu. Ve tabikide bu yükselme ülke borçlarının maliyetinde oldukça etki ederek yüksek borcu olan özel sektörü zora sokacaktır. Petrol fiyatlarında ki azalmayla maliyetleri azalan özel firmaların kur tehtidi ile yaşamış olduğu maliyet avantajı dezavantaja dönüşme yolunda. Birde işin ülke içindeki siyasi kanatla Merkez Bankası arası faiz tartışması gerginliği doların dahada yukarı doğru ivme kazanmasına neden olmaktadır. Dün Cumhurbaşkanlığı Sarayında gerçekleştirilen toplantı sonucu iki taraftanda gelen ılımlı açıklamalarla dolar biraz durulmuş olsada önümüzde genel seçimlerin olması nedeniyle siyasal gerilimin artması ve dış yatırımcıların bu gerginlikte ülkemizden parasını çekeceği aşikardır. Yani uzun vaadede doların yönü yukarıya doğru olacağı beklentisinde olmak pekte hayalci olmasa gerek.

Euro’nun değer kaybetmesi nedeniyle ihracatımızda meydana gelecek azalma, doların değer kazanması ile de borç yükümüzün artması nedeniyle piyasalarda olan bu hareketliliğin durulması pekte mümkün gözükmemektedir. Umarım ki bu öngörülerin hepsinin tersi yani ülkemiz lehine olur ve ülkemiz bir krizi daha ‘ teğet ‘ geçerek atlatır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder