21 Nisan 2015 Salı
Küreselleşmenin Farklı Boyutları Ve Türkiye
Günümüz ekonomilerinde küreselleşmenin boyutları arttıkça ülkelerin tüketim tercihleri birbirine yakınsamakta ve yeni buluşlar yeni ürün ve hizmetler ile tüketim deseni sık sık değişmektedir. 1995 yılında imzalanan Uruguay nihai senedi anlaşması ile küresel ölçekte ekonomide artık sınırlar kalktı ve küreselleşmenin en üst boyutuna ulaşılmıştır. Küreselleşme olgusunun piyasalara hakim olmasıyla birlikte gelişmiş ülkeler kendi doymuş iç pazarları yerine ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeleri pazar hedeflerine koymuştur. Gelişmiş ülkelerin üretim yapısı, bilişim ve eğitime verdiği önemle ar - ge yatırımlarını arttırmaları, sanayileşmelerini tam anlamıyla sağlayarak bilgi çağına geçmeleri gibi üstün nitelikleri sayesinde dış ticarette üstün olan taraf olmuşlardır. Ve dış ticaret hadleri zamanla gelişmiş ülkeler lehine gelişirken gelişmekte olan ülkelerin aleyhine olmuştur. Küreselleşmenin bir diğer boyutu da uluslar üstü düzeyde tüketim kalıplarının birbirine benzeşmesi olarak söylenebilir. Küreselleşme ile birlikte ortaya çıkan çok uluslu şirketlerle birlikte kültürleri, inançları, yaşam biçimleri farklı olan insanların aynı ürünleri tüketmesine yol açmıştır. Buna en iyi örnek günümüzde Dünya'nın neredeyse her yerinde Mc Donalds olması ve her milletin bu firmanın ürünlerini tüketmesi olarak gösterebiliriz. Tabi ki bu ölçekte etki sağlayan çok uluslu şirketler ülkelerin ekonomilerinde de etki edecek güçlere sahiptirler. Ülkemiz açısından küreselleşme ve dış ticaretin sonuçlarını incelemek gerekirse ülkemizin artan küreselleşme ve dış ticaretten pekte yararlandığını söylemek mümkün olmayacaktır. Ülkemizin dış ticarete konu olan malları genellikle emek yoğun ve talep elastikiyeti düşük olan mallar olmakla birlikte ithal ettiği ürünler yüksek teknolojili ve sermaye yoğun mallar olmaktadır. Bu nedenle ülkemiz düşük katma değerli mallar ihraç ederken karşılığında yüksek katma değerli mallar ithal ettiğinden yani şöyle basitleştirirsek kilosu 1 TL'den 1000 kg patates ihraç ederken 1 Iphone telefonu ithal etmesi nedeniyle dış ticaretten zararlı çıkmaktadır. Bunun sebeplerinden bir tanesi ülkemizdeki üretim yapısının geleneksel sanayi üretim yapısında olması, yüksek teknolojili ürünleri üretecek bilgi ve uzmanlaşmaya sahip olamayışımız, düşük eğitim seviyesi ile kalifiye eleman yetiştirememiz gibi nedenleri sıralayabiliriz. Yaklaşan genel seçim ile birlikte siyasi partiler seçim bildirgelerini teker teker yayınlarken planlarında bu konulara değinen yoktur. İktidara gelecek olan herhangi bir parti eğer ülke insanının refahını arttırmak istiyor ise emekliye çift ikramiye işçiye zam gibi göz boyayıcı vaatler yerine öncelikle ekonominin bu gibi yapısal sorunlarını çözüme kavuşturarak ülkenin ve insanların refahını kalıcı olarak arttırmayı hedeflemelidir.
Etiketler:
dış ticaret,
ekonomi,
ihracat,
ithalat,
küreselleşme,
seçim,
siyasi parti,
türkiye,
yapısal reform
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder